Psikolojik Güvenlik Postası #16: Psikolojik Dayanıklılık ile Psikolojik Güvenlik İlişkisi
Resilience kavramıyla 2008 yılında tanıştım (çok dikkatimi çektiği için oturumu bile anımsıyorum), o dönemde henüz Türkçe karşılığı –psikolojik dayanıklılık– yoktu.
Kavramın Wikipedia’ da tanımı şöyle yapılmış; bir krizle zihinsel veya duygusal olarak baş etme veya kriz öncesi duruma hızla geri dönme yeteneği.
Ben de bunu zihnimde hacıyatmaz ile eşleştirip, ilk kitabım “Dikkat Satıcı Giremez” de işlemiştim.
Literatür psikolojik dayanıklılığı, doğuştan sahip olduklarımız etkili olsa da geliştirilebilir bir beceri olarak görüyor.
Doğuştan sahip olduklarının üstüne bir de bu beceriye yatırım yapanlar kuşkusuz kariyer basamaklarını tırmanmakta ciddi avantaj elde ediyorlar.
Ama dayanıklılığı yüksek yöneticiler, diğerlerinin de kendisi gibi olmasını bekliyorsa (maalesef sık karşılaştığımız bir durum) çalışanla empati kurması güçleşiyor, bu durumda da çalışan derdini, ihtiyacını dile getirmeye, yardım istemeye çekiniyor, yöneticisine karşı sessizleşiyor. Bu düşük Psikolojik Güvenlik ortamında çalışanın motive ve verimli olmasını sağlamak da kuşkusuz çok zor!
Psikolojik dayanıklılığı yüksek yöneticinin, herkesin kendisi gibi olamayacağının ayırdında olması ve kendisi gibi ol(a)mayanların da başarılı olabileceği şartları hazırlaması gerekiyor.
Son olarak, danışman Caitlin Cooper’ın Psikolojik Güvenlik ile dayanıklılık arasındaki ilişkiyi harika özetleyen makalesinin linkini paylaşmak istiyorum.