Psikolojik Güvenlik Postası #13: Psikolojik Güvenlik ve Beynimizin Keşif Modu

Bu yazımın esin kaynağı New Work Leadership’in kurucusu Karolin Helbig’ in insan beyninin 2 modu ile (keşif ve savunma) Psikolojik Güvenlik arasındaki ilişkiyi anlattığı paylaşımı oldu (link).

VUCA, yeni normal, araf…

Hangi terimi tercih ederseniz edin tümümün ortak paydası, belirsizliğin artması, şartların, rekabetin sertleşmesi, çevikliğin ve yaratıcılığın artma gereksinimi…

Bilim şunu kanıtlamış: beynimiz dudak uçuklatabilecek seviyede bir yaratıcılık potansiyeline sahip ama bunun ortaya çıkabilmesi için gerek şartlar var!

Daha önce de dile getirmiştim, Psikolojik Güvenlik derin bir kavram olsa da bu kavramı özetlemesi kolay: sessizlik kültürünün tam tersi!

İnsan bulunduğu ortamda çekinmeden, endişelenmeden, aşağılanma, alay edilme, ayıplanma, etiketlenme riski hissetmeden, fikrini, önerisini, endişesini, itirazını, hatasını söyleyebiliyorsa o ortamda Psikolojik Güvenlik var demektir. Yoksa insan susmayı tercih ediyor. İnsan sustuğu, kendisi olamadığı bir ortama aidiyet hissedebilir mi? Maalesef hayır. Kişi aidiyet hissedemiyorsa kendini faydalı da hissedemiyor. Faydalı hissedemezse mutlu da olamıyor, mutlu olamazsa motive, motive olamazsa verimli de olamıyor…

Başta da söylediğim üzere günümüz şartları belirsizlik karşısında çevik ve yaratıcı olmayı da gerektiriyor ve Psikolojik Güvenlik yoksa insan beyni alışılmış, bize yüklenmiş ön kabullerin, kalıpların dışına çıkmakta zorlanıyor, insan kapasitesini kullanmaya teşebbüs dahi etmeyebiliyor (savunma modu).

Psikolojik Güvenlik şartları varsa kişi yeniliklere, denemelere, zorlanmaya bu yolla da gelişmeye, potansiyelinin sınırlarını keşfetmeye hazır ve istekli olabiliyor.

Ekip içinde Psikolojik Güvenliği tek başına yönetici sağlayamaz ama en büyük sorumluluk da yöneticinin…

Ne dersiniz, sizin ortamınızda Psikolojik Güvenlik ne seviyede?

Ve bu konuda ne yapıyorsunuz, yapacaksınız?