Psikolojik Güvenlik Postası #18: Birbirini Tamamlayan 2 Kavram: Psikolojik Güvenlik ve Akış Teorisi- 2. Bölüm

Birbirini Tamamlayan 2 Kavram: Psikolojik Güvenlik ve Akış Teorisi başlıklı yazımın 1. Bölümünü şöyle bitirmiştim:
“Ekibimizden beklediğimiz yüksek performansı alabilmek için önce Psikolojik Güvenlik ortamını sağlamalı ardından Akış Teorisinin şartlarını uygulamalıyız. Başka bir ifadeyle önce toprağı hazır hale getirmeli ardından doğru ekim ve bakımı yapmalıyız.”
Ve Akış Teorisinin gerek şartlarını açıklamayı bu paylaşımıma bırakmıştım; şimdi izninizle bu gerek şartları özetle açıklamak istiyorum:
1. Net hedefler:
Bu noktada hedef nedir, istek nedir ayrımını yapmak sanırım anlamlı olur:
İsteğin, hedefe evrilebilmesi için literatürdeki “SMART” kriterlerini tekrar etmeyeceğim ama 2 örnekle farka dikkat çekebilirim:
Kilo vermek istiyorum istektir, 3 ayda 6 kilo vermek istiyorum demekse hedeftir.
Daha fazla kitap okumak istiyorum istektir, 5 ayda 10 kitap okuyacağım demekse hedeftir.
Sürdürülebilir performans için istek yeterli olmuyor, hedefe ihtiyacımız var çünkü devam edebilmek için başardığımızı, iyi gittiğimizi hissetmeye, tatmin duygusuna ya da neyi tam olarak yapamadığımızı, neyi düzeltmemizi gerektiğini anlamaya ihtiyaç duyuyoruz.
Ekibini Akışa taşımak isteyen bir yöneticinin onlara net hedefler sunması gerekiyor.
2. Geri bildirim:
Bu kavramı da başka bir paylaşımla ayrıca işleyeceğim ama yönetici, ekip arkadaşlarını layıkıyla yaptığı işlerde “teşekkür ederim, emeğine sağlık” ifadeleriyle desteklemiyorsa, katma değeri, fedakarlığı takdirle ödüllendirmiyorsa, eksik kalan noktaları nasıl tamamlayacağına dair yapıcı geri bildirim vermiyorsa sürdürülebilir performans ve Akış çok zor.
3. Zorluk- beceri dengesi:
Bu şart pozitif psikoloji için harika bir uygulama olduğundan izninizle bu kavrama da kısaca değinmek istiyorum.
“Pozitif psikoloji nedir” sorusuna yanıt vermek için önce “ne değildir” e yanıt vermeyi tercih ediyorum.
Pozitif psikoloji, sürekli iyi hissetmek, neşeli olmak, enerji saçmak değildir, olamaz da…Hayatın akışı, insanın doğası buna izin vermez!
Pozitif psikoloji, bir derdin varsa onunla yüzleşmek ve ona dair bir şeyler yapmaktır. Yapılanlar işe yararsa daha mutlu, tatminkâr bir hayat elde edilebilir, yaramazsa en azından yaşlandıkça huysuzlaşma riski azaltılabilir!
Beyin ve becerilerimiz de kas gibi zorlanmadan gelişemiyor. Anlam bulduğumuz (aidiyet hissettiğimiz) bir iş ortamında zorlanarak başarmak gelişim, tatmin, zamanın nasıl geçtiğinin ayırdına varamamak ve mutluluk hissilerini besliyor. Bunu yaşayan (Akıştaki) çalışan da yüksek performans gösteriyor.
Zorluk- beceri dengesini 3 ana bölüme indirgeyerek grafik üzerinde işlersem:
a. Çalışan Akışta
Durum: Çalışan dinlenildiğini, anlaşıldığını, duygularının, düşüncülerinin önemsendiğini, değer verildiğini hissediyor, bu nedenle kendini rahat, güvende ve ortama, ekibe ait hissediyor (Psikolojik Güvenlik).
Hedefleri net ve olumlu/ olumsuz geri bildirimlerle destekleniyor.
İşini ne kolayca ne de zorlanarak yapıyor bununla birlikte işinin zorluğunun üstesinden gelebilecek bilgi, beceriye sahip.
Bu şartlar sağlandığı için çalışan motive ve verimli. Motivasyonu kolay kolay da düşmüyor.
Ne yapmalı: Olumlu geri bildirim verip, Akışta kalmak için neye ihtiyaç duyduğu sorulmalı, anlaşılmalı ve bu yönde olabildiğince desteklenmeli.
b. Çalışan Endişeli
Durum: Diğer şartlar sağlanmış olsa dahi, çalışan yaptığı işte bilgi veya tecrübe eksikliği nedeniyle endişeli, gergin görünüyor.
Ne yapmalı: Çalışana, ne hissettiği, neden böyle hissettiği, ne zaman böyle hissetmeye başladığı veya neye ihtiyacı olduğu sorulmalı, anlaşılmalı. Çalışanın gerginliği, endişesi Akış ile uyumlu nedenlerdense (bilgi ve/veya tecrübe eksiliği), çalışanın eğitim alması ve/veya bir süre tecrübeli çalışanlarla birlikte çalışması sağlanarak Akışa taşınması mümkün olabilir!
c. Çalışan Sıkılmış
Durum: Çalışanın geçmişini, yaptıklarını, potansiyelini biliyorsunuz ama şimdi eski günlerinden eser yok! Şikâyet etmese dahi sıkkın, boş vermiş görünüyor. Diğer şartlar sağlanmış olsa bile çalışan yaptığı işi bilgi ve tecrübesine kıyasla basit görüyorsa önce sıkılabilir. Bu sıkıntıya dair bir şey yapılmazsa ara ara sıkılmalar, önce kalıcı bir sıkıntıya, oradan da boş vermişliğe dönüşebilir.
Ne yapmalı: Çalışana, ne hissettiği, neden böyle hissettiği, ne zaman böyle hissetmeye başladığı veya neye ihtiyacı olduğu sorulmalı, anlaşılmalı. Çalışanın sıkıntısı Akış ile uyumlu nedenlerdense (işi basit görmek, zorlanmamak, yeni bir şey öğrenmemek), çalışanın farklı inisiyatiflerde görev alması, zorlayıcı hedef ve projelere dahil edilmesi yoluyla Akışa taşınması mümkün olabilir!
Peki siz;
En başta kendinizi Akış diagramında nerede görüyorsunuz?
Akışta kalmak veya Akışa geçebilmek için nelere ihtiyacınız var?
Bunlar için ne yapacaksınız?