Psikolojik Güvenlik Postası #11: Değişimi İstemek, Değişime Sahip Çıkmak

Yönetici kadrolarıyla çalışırken bile “bizim yöneticilerimiz bu eğitimi aldı mı?” sorusuna denk gelebiliyorum.
Bu sorunun yanıtı benim çalıştığım projelerde büyük çoğunlukla evettir.
Evet yanıtımı sıklıkla “ama uygulamıyorlar” hayıflanması takip eder…
Kendini aşmak çabasında olanlar, zamanın ruhunun ve yeteneğin değişen doğasının farkında olanlar ve buna uyum sağlamak isteyenler elbette var ama eğitim aldığı ve/veya ne yapma(ma)sı gerektiğini bilmesine rağmen bildiğini uygulamayanların çoğunlukta olması şaşırtıcı değil. Neticede değişime direnç insanın doğasında var.
Böyle durumlarda 2 açıdan tartışma başlatma gayreti içinde oluyorum:
Yapılmasını istediğin şeyi sen yapıyor musun?
Örneğin: yöneticinin daha fazla delegasyon yapmasını istiyorsun, peki sen ekibine kendi talep ettiğin seviyede iş delege ediyor musun? Sana geri bildirim vermeyen yöneticine sen (en azından olumlu) geri bildirim veriyor musun? Yapılmasını istediğin şeyleri önce sen yapıyor musun?
Bu konuda ne yapacaksın?
Yöneticinin doğru olanı yapması elbette istenen, ideal durum ama yapmıyorsa, bu durumda sen ne yapacaksın?
Hayat senin hayatın, kariyer senin kariyerin, mutluluk ve motivasyon senin mutluluk ve motivasyonun. Bunlar için bir şey yapabilecek olanlar yapması gerekeni yapmıyorsa ne yapacaksın? Vermiyorsa, yapmıyorsa iste, yine olmuyorsa yine iste… Başkasından da iste. Kendi kendine söylenme, talebini dillendir, takipçisi ol! Bunları yaparsan istediğin olur mu bilmiyorum ama yapmazsan çok büyük ihtimalle olmayacak. Tek kişi isterse, mücadele ederse belki yetmez ama isteyenlerin, mücadele verenlerin sayısı arttıkça istenen değişikliklerin hayata geçme olasılığı da artacak. Bir şeylerin iyileşmesi için kurban modundan, edilgenlikten sıyrılmak zorundayız. Kimsenin elini taşın altına sokmak istemediği bir organizasyonda, üzerinde baskı hissetmeyen, bedel ödemeyen yönetici neden değişsin?
Yagın yoruma göre iş dünyasının en genç çalışanları daha eskiler gibi tahammüllü olmadığı için istenen değişim için önemli bir itici güç gibi görünüyorlar ama bazı organizasyonlar kök nedeni irdelemeden “şimdiki gençler tahammülsüz” etiketlemesiyle ders çıkarmaya direndiğinden eninde sonunda olacak değişimi geciktiriyorlar. Bu nedenle ödeyecekleri bedel de artıyor tabii ki…
Keşke istediğimiz, arzu ettiğimiz değişiklikler kendiliğinden olsa… Ama olmuyorsa birilerinin değiştirmesini ummak, beklemek ne kadar makul?
İstenen değişime hem uygulayarak hem de talep ederek sahip çıkmak gerekiyor!
Ne kadar çok kişi talep eder ve sahip çıkarsa değişimin olma olasılığı artıyor, süreç kısalıyor…
Benim de uygulayıcısı olduğum, Amy Edmondson’ ın Psikolojik Güvenliği Hayata Geçirme adımlarında (Profesör buna liderin alet çantası diyor) yukarıda açıklamaya çalıştığım gerekçeyle sadece yöneticilere değil onlara bağlı ekiplerle de çalışmak var.
Ekiplerin ne isteyebileceğini bilmesi, bu konuda cesaretlendirilmesi ve teşvik edilmesi de değişim için değerli bir adım…
Son söz: Başkası değiştirsin ben de rahat edeyim beklentisinin hayaller dışında karşılığının olması oldukça düşük bir ihtimal!