Özgüven= Bilgi + Tecrübe

Beni en çok üzen, yoran profiller şikayetçi olup da durumunu değiştirmek için bir şey yapmayanlar…
Kurumsal hayat kapsamında konuştuğumuzda en çok vurguladıkları neden ekonomik bağımlılık oluyor; başka bir deyişle ekonomik bağımsızlığım olsa cesaretli olurdum, harekete geçerdim diyorlar…
Benim deneyimlediğim, gözlemlediğim kadarıyla akış, önce ekonomik bağımsızlık ardından cesaret şeklinde değil… Tam tersine cesaretin yoksa ekonomik bağımsızlık kazanma olasılığı piyango, loto, miras gibi olasılıklara kalıyor.
Cesaretli olmanın şartı da özgüvenli olabilmek. Üstüne kitaplar yazılan özgüvenin en temelde iki bileşeni olduğunu biliyoruz: bilgi ve tecrübe.
Bilgini arttırmak için kendine yatırım yapmıyorsan, edindiğin bilgiyi hayata geçirmek için şartları zorlamıyorsan, gerçek özgüven kazanman zor, bu yoksa cesaretli de olamıyorsun ve özlemini duyduğun ekonomik bağımsızlık da gelemiyor…
Bu söylediğim çok kişiyi rahatsız edebilir ama riski alıyorum: kendini güvenen kimse hakkının yenmesine kayıtsız kalmaz; hakkı yenen yeri terk eder gider başka yerde kendi hakkını alır!
Bu argümanımı bir araştırmayla desteklemek istiyorum:
2024 tarihli ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırmasında ülkemizdeki yetenek açığı %76 çıkmış. Yani aranan 100 pozisyona uygun sadece 24 aday var!
Bu şartlarda bilgisi, tecrübesiyle özgüveni yerinde, donanımlı bir çalışan kolay kolay işsiz kalmaz, mağdur olmaz!
Özetle mazeret çok olsa da mesele, özünde bilgi, deneyim, kendine yatırım ve cesaretle ilgili…
Son olarak cesareti tanımlayayım; cesaret korkmamak, endişelenmemek değil, bu duygulara rağmen hareket geçebilmek demek…