Psikolojik Güvenlik Postası #14: İnisiyatif Alabilmek
Terfi amaçlı değerlendirme süreçlerinde pozisyonun, rolün gereksinimleri içinde değerlendirilebilecek kavramlardan biri de adayın inisiyatif alabilme (sahip olduğu karar verme yetkisini kullanabilme) becerisi olabiliyor.
Önceden deneyimlenmemiş, zor zamanlarda, zorlayıcı koşullar altında tanımlı, denenmiş süreçleri takip etmek her zaman iyi bir fikir değil…
Bu nedenle vaka çalışmalarında adayın, şirketin değerleriyle uyumlu bir şekilde inisiyatif alıp alamadığı test edilebiliyor.
Bu bir nevi gerçek hayatın simülasyonu aslında…
Daha önce yaşanmamış şartlarda (son 2 yılda bu yönden epey test edildik) yeni, farklı, bir şeyler yapabilmek, tabiri caizse ezberi bozmak, süreci minimum hasarla hatta kazançlı çıkacak şekilde yönetebilmek, kalabalıkların arasından olumlu anlamda sıyrılabilmek için gerekebiliyor…
Organizasyonel açıdan bakarsak bu Psikolojik Güvenlik kavramının 4 bileşeninden “risk ve hataya yaklaşım” ile örtüşüyor.
Kurumun, yöneticilerin çalışanlara inisiyatif, risk alabilecekleri ortamı sağlaması bu açıdan çok önemli, çok kritik ama bu sağlanmış olsa bile çalışanın mizacı, içine doğduğu, büyüdüğü aile, sosyal çevre inisiyatif alabilmesini engelleyebiliyor.
Bununla baş edebilmenin ilk adımı farkındalık elbette.
Gelin kendimiz için bir sorgulama yapalım:
Ne hissediyorum?
Neden böyle hissediyorum?
Ne zaman böyle hissetmeye başladım?
Neye ihtiyacım var?
Sorularının yanıtlarını biliyor musunuz?
Yanıtları biliyorsanız ihtiyaçlarınızı karşılamak için yapmanız gerekenleri yapıyor musunuz?
Hayatınızda sizden beklenenlerin, size dayatılanların dışına çıkabildiğiniz, istekleriniz, ihtiyaçlarınız dahilinde kendi hayatınıza yön verdiğiniz örnekler var mı?
Bu sorularına yanıtlarını verirken hissettiklerini bir nevi kendinizi yönetmek karneniz olabilir…
Kendi hayatına yön verebilenlerin başkalarının risk ve inisiyatif alabilmeleri için ideal koşulları sağlayabilmeleri çok daha yüksek bir olasılık…